Aya yolculuk hikayesi – Bölüm 1: “Sükûnet Denizi”
Fırlatmanın üzerinden tam 101 saat 36 dakika geçmişti. Apollo 11 sorunsuz geçen bir yolculuktan sonra Ay’ın yörüngesine girmiş ve biraz önce de Kartal (Ay modülü), Columbia’dan (Komuta-Servis modülü) ayrılmıştı. Michael Collins, Columbia’da kalıp Kartal’ın dönüşünü beklerken Ay’ın çevresinde turlar atacaktı. Neil Armstrong ve Edwin Aldrin ise Kartal’la, Ay’ın yüzeyine inişe geçmişlerdi.
Bir saatin sonunda Kartal’ın Yer’le olan iletişiminde zaman zaman kesilmeler olmaya başladı. Bu kesilmeler Kartal’dakiler kadar, belki de onlardan daha çok Houston’da kontrol merkezindekileri endişelendiriyordu. İniş anı yaklaştıkça gerginlik arttı. Zorunlu konuşmalar dışındaki konuşmalar giderek azaldı. Kontrol merkezinde sessizlik egemendi. Herkes soluğunu tutmuş, gözlerini göstergelere dikmişti. Kulaklar Kartal’dan gelecek konuşmalardaydı. Kontrol merkezindekilerin son duydukları Aldrin’in sözleri oldu: “650 m yükseklikteyiz. Alçalıyoruz.” Kontrol merkezindeki göstergede Kartal’ın yükseklik değerleri düşmeye devam ediyordu 500 m… 425 m… 300 m. 225 m’de Aldrin’in sesi bir kez daha duyuldu: “Saniyede 7 m hızla (saatte 25 km) alçalıyoruz… 175 m, 6 m/s hızla alçalıyoruz… Yükseklik 125 m, aşağı 2,7 m/s… Yükseklik 100 m, aşağı 2,4 m/s”. Ses kesiliverdi. Houston’dakiler bir şeylerin ters gittiğini fark ettiler.
Kartal,Ay’ın yüzeyine 100 m kala alçalmayı durdurmuş, birden saniyede 25 m (90 km/saat) hızla yatay olarak gitmeye başlamıştı. İniş, Sükûnet Denizi olarak adlandırılan çok geniş bir düzlüğe yapılacaktı. Sükûnet Denizi’nin daha 500 m üzerindeyken Armstrong ve Aldrin inmekte oldukları alanın, içi büyük kayalarla dolu 200 m çaplı bir krater olduğunu korkuyla fark etmişlerdi. Ama bu durumu yere bildirmediler. İnişi sürdürdüler. Armstrong aracı otomatik kumandadan çıkardı. Onun için böyle acil durumlarda uzay aracını kontrol etmek yeni bir şey değildi. Hatta bu görev için seçilmesinin nedeni belki de sahip olduğu bu soğukkanlılıktı. 1966′da roket motorlarından biri duran ve bu yüzden hızla dönmeye başlayan Gemini 8 uzay aracını denetim altına almasını bilmişti. Daha yakın bir tarihte de Dünya’daki Ay Modülü denemelerinden birinde test aracı yere çakılmak üzereyken, koltuğunun acil durum roketlerini ateşleyerek kurtulmuştu. Armstrong’un hesapta olmayan manevrası, sonunda durdu ve Kartal yeniden alçalmaya başladı.
Kontrolmerkezindekiler olayları şaşkınlık ve tedirginlik içinde izliyorlardı. Sonunda Aldrin’in sesi duyuldu. “0,75 m/s aşağı, 5,75 m/s ileri… 1 m/s aşağı, yükseklik 70 m… 3,3 m/s ileri, yükseklik 65 m, 1,4 m/s aşağı… 50 m, 2m/s aşağı… 2,75 m/s ileri… 35 m”. Yüzeye 35 m kala birden Kartal’ın bilgisayarları alarm sinyalleri vermeye başladı. Alarmın anlamı iniş yakıtının yalnız % 5′inin kaldığıydı. Yapılan manevra yakıtın büyük bölümünü tüketmişti. Uçuş kurallarına göre Kartal ya 94 saniye içinde inecek ya da girişime son verilecekti; iniş düzeneği terk edilecek ve bu kez Kartal’ı yörüngeye çıkartıp Columbia’yla birleştirecek çıkış roketleri ateşlenecekti. “Altmış saniye!” dedi Houston’dan astronot Charles Duke ve Houston’da geri sayım başladı. Kontrol merkezinde yine sessizlik egemendi.
Dörtgün altı saat önce tüm dünya Florida’daki Kennedy Uzay Üssü’nden Saturn V’ in kusursuz yükselişini izlemişti. Apollo 11 hiçbir sorun çıkmadan Ay’a ulaşmış, Kartal, Columbia’dan ayrılmıştı. Görevin bu en son ve en önemli aşamasında yakıtın birkaç saniye önce tükenmesi yüzünden geri dönmek çok acı olacaktı. Aldrin’in sesi duyuldu “Yükseklik 12 m, 0,75 m/s aşağı. Biraz toz kalkıyor. 10 m, 0,75 m/s aşağı.” Bu sırada Kartal’ın dört ayağındaki, Ay yüzeyine saplanacak sondalar uzamaya başladı. Houston son 30 saniye anonsunu yaptı. Saniyeler ağır ağır geçiyordu. “İleri sağa kayma” dedi Aldrin. Yirmi saniyeden az bir süre kalmışken uzay aracının sondaları yere dokundu. Aldrin’in sesi geldi “Tamam. Makineler durdu”; hemen ardından da Armstrong’un tarihsel sözleri “Burası Sükûnet Denizi, Kartal kondu.” Houston’dakiler yanıt verdi “Anlaşıldı, Sükûnet Denizi, sizi izliyoruz. Burada bazılarımız neredeyse morarmak üzereydi. Bize derin bir soluk aldırdınız. Çok teşekkürler”.
Apollo11, 20 Temmuz 1969’da saat 21:17:43′te (GMT) Ay’a inmişti. Sonunda insanoğlunun Ay’a gitme düşü gerçekleşmiş oldu. Bu olayı yeryüzündeki her dört kişiden birinin televizyondan izlediği ya da radyodan dinlediği tahmin ediliyor. Elli beş ülkeden (33 farklı dil konuşan) 850 haberci Apollo 11′in öyküsünü Houston’dan tüm dünyaya duyurmuştu.
Bilimve Teknik – Temmuz/1999