Bu ay izlediğim iki film
Bu ay gösterime girmesini sabırsızlıkla beklediğim iki filmi sonunda izleyebilidm. Hangi iki filmden bahsettiğimi bu yazıyı okuyanlar daha iyi bilir. İlk film Mel Gibson’un yönettiği Apokalipto, diğeri 300 Spartalı.
Sizlere şimdi filmleri baştan sona kadar anlatacak değilim. Fakat bu iki filmde de özellikle değinmek istediğim çok önemli bir kaç not var onları yazmadan geçemem. Apokalipto yu izlerken gördüklerim karşısında neredeyse donup kaldım. Çünkü öyle sahneler vardı ki bunun bir film olduğunu unutturur cinsteydi. Filmin konusu, korkunun ecele faydası yoktur sözünden yola çıkılarak yapılmış gibiydi. Bu filmi izlerken Mel Gibson’un yine daha önce hem yönetip hem oynadığı Cesur Yürek i hatırladım. Çünkü bu film de yine Cesur Yürek gibi bir kahramanlık hikayesi. Maya ları nasıl anlattığı, filmdeki şiddet sahneleri yada Mel Gibson’un politik tavrını bir kenara bırakıp filmi film gibi izlediğimizde bu film için söylenecek tek söz mükemmel.
Bir diğer film yine bir kahramanlık hikayesi olan 300 Spartalı ise son zamanlarda izlediğim en iyi tarihi savaş filmi diyebilirim. Güçlü Pers ordusuna karşı sadece 300 askerin ölümüne savaşmasını konu alan bu filmde de izlediğim sahneler gerçekten çok başarılıydı. Savaş sırasında önce ağır başlayıp sonra aniden hızlanan sahnelerle film daha da bir heyecan katıyortu filme. Film bazı sahneleriyle bana Gladyatör ü hatırlattı diyebilirim. Çünkü bir kral, bir asker; onuru için, toprakları için, özgürlük için yenileceğini bildiği bir orduya karşı tüm gücüyle karşı koyuyor. Film savaş ve döğüşme sahneleriyle hiç akıldan çıkmayacak bir film. Bu unsurlar filmi film yapan kısım ama diğer yandan filmde, Pers ordusunu bir ucube gibi göstermesi, sonra yine tamamı (dağ, tepe, ağaç, taş, toprak…) yeşil perde önünde efektlerle hazırlanmış olması filmi bir açıdan çok değersiz kılıyor. Ama filmi film olarak görürsek bu film izlenmeye değer. İzlemeyenler için bu iki filmi hala gösterimdeyken izlemelerini tavsiye ederim.