Neden Ben?
Efsane Wimbledon‘un ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS’den ölüm döşeğindeydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı.
Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu:
– Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?
Arthur Ashe cevap verdi:
– Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar. 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir. 500 bini profesyonel tenisçi olur. 50 bini yarışmalara girer. 5 bini büyük turnuvalara erişir. 50’si Wimbledon’a kadar gelir. 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır.
Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım.
Şimdi sancı çekerken, Tanrı’ya nasıl ‘Neden ben’ derim?
Mutluluk insanı tatlı yapar.
Başarı ışıltılı.
Zorluklar güçlü.
Hüzün insanı insan yapar,
Yenilgi mütevazı.
Tanrı’ya asla ‘Neden ben?’ diye sormayın.
Ne olacaksa olur.
Arthur Ashe
Her birimiz hayatlarımız sürece pek çok şey yaşarız.
İyi ya da kötü olmaları bizim bakış açımızla ilgilidir.
Her bir olayın oluş nedenleri vardır. Ama neden öyle olduklarının nedeni bilinmez.
Neden siz? sorusunun yanıtı genellikle ‘nedensiz’ olabilir.
Neden yoktur, yaşıyoruz ve her şey mümkündür.
Siz, biz, hepimiz, nedenler de biziz, sorular da…
Posta kutuma gelen bir e-postadan.